Yükleniyor...

YAY BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI

3 Aralık 2021

Yay burcunun son tutulması gerçekleşiyor bu haftasonu. Tutulmaların da etkisiyle gökyüzündeki enerji değişiyor bundan sonra. Yay-ikizler aksında yaşadığımız tutulmalarla inançlarımızı test ettik, doğru zannettiğimiz pek çok konuda yanıldığımızı anladık. Hatta” bu da olmaz artık” dediğimiz pek çok şey ile alıgımız değişti. Tüm bunlar bilgi ve inanç zemininde gerçekleşti. Bireysel olarak hepimizde kodlu olan bazı bilgi kayıtlarını düzelttik böylece. Zenginlik, sevgi, aşk, zaman, lüks, para, sağlık gibi kavramlara artık farklı anlamlar yüklemeye başladık.

Söz konusu algının değişmesi için tutulmaların aks değiştirmesi tek başına yeterli değil elbette. Gökyüzündeki devinim büyük bir orkestra gibi çalışır. Hepsi bir düzen ve sistem içinde hareket ederek toplumsal dönüşüme hizmet ederler. 2021 için ana konu; Saturn-Uranus karesi ve Saturn-Jupiter kavuşumuydu.

Uranus, Saturn ve Jupiter mitolojide baba oğul çatışmasını anlatan gezegenler. Hikayeye göre Saturn, babasının tahtını ele geçirip iktidar olmuştu hatırlarsanız. Aynı şekilde Jupiter de, babası Saturn’un tahtını ele geçirip Olimpos’u yönetti. Bu hikayedeki metafor; otoriteye isyan, baskıya boyun eğmemek, yeni ve adil olana yönelme olarak ele alınabilir.

Tutulmalar da aslında bu temaları ateşleyip, görünür olmalarını sağlayan belirleyiciler. Öne çıkan Saturn-Uranus çatışmasının başlangıç noktası da yay burcunda gerçekleşmişti yıllar önce. Tohum Yay burcunda atıldığına göre, Yay burcu sembolizmini doğru anlamak önemli bizim için.

Bilgiyi revize etmek, zihnimizi esnetmek, yaşadıklarımızdan bir anlam çıkartmak Yay sembolizmi ile açıklanabilir. Bilgi ve deneyim belki de en önemli kısmını oluşturuyor sembolizmin. İhtiyaç duyulan zihinsel süreç yaşanmadıktan sonra, hayatın içinde çekilen onca acıya, harcanan emeğe, kaybedilen zamana yazık olacak demektir. Sürekli aynı hatayı yaparak, benim kaderim böyle demek çok da akıllıca olmasa gerek. İşte bu sebeple evrenin dilini doğru okumamızda fayda var.

Her şeyden önce, yalnız değiliz bunu bilelim. Yaşama sanatının sırları gökyüzünün matematiğinde gizli. Gözlemlememiz yeterli. Kurulan düzen, örülen duvarlar, işleyen kurallar değişecek bu süreç içinde. Bu kadar basit! Zaten bunu anlamayan da kalmadı tahminen. Bu noktada hemfikiriz. Ama dikkatinizi çekmek istediğim konu; bu değişime bilinç olarak ne kadar hazır olduğumuz.

Hibrit çalışma sistemine alıştık, o da tamam. Peki bakış açımız, algılama biçimimiz ve değer yargılarımız ne kadar değişti?? Aynı işi ofisten ya da evden yapmak değil konu aslında. Konu ürettiğimiz katma değer. Kapitalist toplumlarda otomatikleşen bireyler olmuştuk. Duygudan uzaklaşan, görevini yapan mekanik insanlar olarak sürüye uyum sağlamştık. Doğal olarak bu da bastırdığımız konuların sayısını arttırdı zaman içinde. İşte dikkatimiz bu noktaya çekilecek tutulmalarla.

Yay-İkizler aksındaki tutulmalar artık Akrep-Boğa aksına geçerek, olaylara yeni bir boyut katıyor arka planda. Yani ödevimiz biraz daha ağır gibi. Güney Ay düğümü (true node) hala Yay burcunda. Hoşgörüyü, farklı inançlara saygıyı, optimist olabilmeyi öğrenmiş olduğumuzu dilerim. Çünkü buna ihtiyaç duyacağız yolculuğumuzun geri kalan döneminde. Güney ay düğümü Akrep burcunda olacağı için salıverilen enerji hoşumuza gitmeyen konuları içeriyor olacak. Hiç astroloji ile ilgilenmeyen ve hatta alay edenler bile az çok Akrep burcunun ne olduğunu biliyor artık.

Akrep öldürmek isterken Boğa yeşertmek ister, Akrep güç isterken Boğa keyif almak ister, Akrep tahhakküm ederken Boğa dokunmak ister, Akrep karanlıkken Boğa çiçek açar. Bu durumda önümüzdeki yılın konusu Akrep sürecinin Boğa özelliklerine dönüşmesi olacaktır.

Nasıl mı?

Bireysel olarak Akrep özelliklerini hayatımızın hangi alanında yaşıyorsak, bu alanda bu süreci deneyimlememiz gerekecektir. “Bana ne oynamıyorum” deme lüksümüz yok maalesef. Tıpkı gübrenin çiçeği besleyip büyütmesi gibi, geçmişimizden, yaşadıklarımızdan ders alıp, olgunlaşacağız. Kendimizi büyüteceğiz. Duygularımızı arındıracağız. Kötü anıların bizi çürütmesi yerine, bizi beslemesine izin vereceğiz. Elmas yerin altında, en gizli alanda gömülüdür hatırlatırım!

Bu dönemde bu coğrafyada dünyaya geldiğimiz için, bu süreçleri biraz fazlaca hissediyoruz, bu da bir gerçek. Sonuçta Türkiye Akrep ülkesi. Seks, ölüm, seks cinayetleri, hırs, iktidar savaşı, manipülasyon konuları, memleketin karekteristik özelliklerinin ne olduğunu açıklıyor sanırım. Bu sebeple buna benzer temalar önümüzdeki iki yıllık periyoda damgasını vuracaktır.

Tutulmanın yöneticisi Jupiter ise Mars ile çatışma halinde. Farklı görüşlerin çarpıştığı bir atmosferde olduğumuzu söylemek yanlış olmayacaktır. Tutkunun, hırsın ve sonuç odaklı hareket tarzının ağır basacağı bir atmosferde geçireceğiz tutulmayı. Venus’un yumuşaklığını ve Yay burcunun iyimser yanını görebilmemiz zor gibi duruyor. Uranus’un de tutulmaya dahil olması tahminimizin dışında bir takım gelişmelerin yaşanabileceğinin işareti.

Her zaman olduğu gibi bize büyük iş düşüyor. Birey olmayı başabilen insanların oluşturduğu toplumlar şüphesiz medeni bir yaşam sürerler. Ancak hoşgörüden uzak, kör inançla zihnimizi kilitlediğimizde ise, şu anda içinde bulunduğumuz ortam gibi, cahiliye dönemine mahkum yaşarız.

Seçim bizim.. Uyanacak mıyız dersiniz?

Yorum Ekle