Yükleniyor...

OĞLAK BURCUNDA YENİ AY

13 Ocak 2021

Oğlak burcunda yılın ilk yeni ayı oluşuyor sabahın erken saatlerinde. Toprağın derinliklerinde bir tohumun filizlenmeye yüz tutması gibidir yeni aylar. İçimizde bir yerlerde yeni bir başlangıç için küçük bir kıvılcım oluşur bu dönemlerde. Küçük bir ateş çok büyük bir değişime neden olmak zorunda değildir her zaman. Ancak 2021 yılının Oğlak yeni ayı oldukça etkili diyebilirim. Gölgelerimizi açığa çıkararak bizi derinlemesine etkileyecek ve seçimlere zorlayacak bir enerjiye sahip bu yeni ay.

Önemli gezegenlerin burç değiştirerek, gökyüzünü bu  enerjiye hazırladıklarını belirtmek isterim öncelikle. Mars yaklaşık 6 aydır biriktirdiği kışkırtıcı enerjiyi tek bir noktaya odaklamaya hazırlanırken, Merkür farklı açılardan daha rasyonel bir bakış açısı geliştirme peşinde. Venus ise yeni bir şeyler denemek arzusuyla yanıp tutuşuyor. Yani hedefe giden farklı yollara saparak, yeni aya rehberlik ediyor.

Nerdeyse (Neptün dışında) tüm gezegenleri yöneten Saturn oldukça önemli bir konumda bu hafta. Sadece yeni aya değil, tüm yıla damgasını vuruyor aslında. Oldukça güçlü olduğu bir burçta ve bizi gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor.

Saturn/Jupiter kavuşumu hava elementinde yeni bir döngü başlatıyorlar. Bu geçen ayın konusuydu ve hemen hemen her yerde okuyup, dinlediniz eminim. Hava elementi akıl, düşünce, iletişimle ilgilidir. Entellektuel perspektif oldukça önemlidir. Bu durumda toplumsal gezgenler olarak bu ikili, kış dönencesinde girdikleri Kova burcunda, yeni bir toplumsal gelişim sürecini başlattılar aslında.  

Bu sürecin zorlu bir maraton olacağını söylemeliyim, akşamdan sabaha gerçekleşmesi söz konusu değil.

Bu yeni ayın diğerlerinden farkı bu noktada başlıyor bana göre.

Yeni ay Pluto gibi güçlü bir gezegenle kavuşuyor. Pluto’nun döngüsü yaklaşık 248 yıldır ve Saturn/Jupiter ikilisinin hava elementindeki yolculuğu da 240 yıllık bir döngü. Sizce bu basit bir tesadüf mü? Bence kesinlikle değil. Kozmik sistem hata yapmaz! Evrenin muhteşem matematiği saat gibi çalışıyor arka planda. Bazılarımız için basit bir Oğlak yeni ayı olarak kayda geçecek olabilir ama büyük resmi görebilenlerimiz için bu büyük bir fırsatı içinde barındıran tohumlama zamanı…

Kısacası önümüzde uzun ve zorlu bir yolculuk var ve bu yolculukta önemli bir şeyin başlangıcına şahitlik ediyoruz.  

Pluto ile oluşan yeni ay toplumların tüm gölge yanlarını açığa çıkaracaktır. Peki bunu nasıl yapacak biraz açalım isterseniz;

Mars 6 aylık Koç burcu macerasının hemen ardından Saturn ile kavgaya tutuşuyor. Gökyüzündeki kavga yeryüzünde de aynı şekilde, direnç ve engeller şeklinde kendini gösterecektir mutlaka. Sanki elimizi neye atsak kuruyor gibi, sanki her şey aksi gidiyor gibi gelebilir. Hatta bazılarımız sebebini bilemediğimiz öfke ve hırs ile doluyor olabiliriz. Hissettiğimiz bu nedensiz kıstırılmışlık hissi, açığa çıkmaya çalışan bastırdığımız temalardır aslında.

Dalgıçlar okyanusun derinlerine dalarken vurgun yememek için kendilerini suyun basıncına ayarlarlar. Beden bu basınca uyumlandığında yavaş yavaş dibe dalmaya devam ederler. Bir kere vurgun yemeden aşağıya inebilmişsen, geriye derinlerin muhteşem güzelliğine kendini teslim etmek kalır. İşte böyle bir hazırlık safhasındayız bu ay.

Yeni ay hepimizden kendi gölgelerimize dalmamızı ve onlarla yüzleşmemizi istiyor. Engellenmeler, gecikmeler, kısıtlanmalar ise bu yolculuğun rehberleri. Bizi kendimize ulaştıran dışsal faktörler. Dediğim gibi bu uzun bir yolculuk. Pluto jenerasyon gezegeni ve ölüm/yaşam döngüsünü sembolize eder. Benim okuduğum gökyüzü; eski bizi öldürüp yeni bize ulaşmamızı istiyor. Stilimiz, işimiz, yaşadığımız yer, ilişkilerimiz, sorumluluklarımız.. hepsi buna dahil.

Gezegenlerin gökyüzü konumuna bakarsak hepsi sıralı bir şekilde hizalanmış durumdalar. Yani gökyüzünde ilk yükselen Venüs ile son batacak olan Uranus arasında uyumlu bir etkileşim var. Bu gökyüzü hizalanması küçücük bir tohumun büyük sonuçlar doğurabileceğini işaret ediyor.

Söylemeye çalıştığım; bu yeni ayda toplumsal bir uyanış, farkındalık gelişebilir.

Bunun için sancılarımıza kulak verelim ki onları iyileştirebilelim.

Pasif izleyici olmayalım ki topluma katkıda bulunabilelim.

Böylece neler yapabileceğimizin ve bireyler olarak gerçek gücümüzün  farkına varabilelim.

Düğümlerin Neptün ile yaptığı etkileşimi de unutmamak gerekiyor. Mars/saturn orta noktası da aynı şekilde Neptün tarafından tetikleniyor. Uzun zamandır sıkı sıkıya bağlı olduğumuz inanç kalıplarının çözüp eriyeceğini söylemek yanlış olmaz bence. Artık biraz burnumuzun ucunda olup bitene dikkat etmek, elimizdeki gerçeklikle yüzleşmek gerekiyor. Bu doğrultuda modern dünyaya uygun bilgiye zihnimizi açsak iyi olur. Bunun için körü körüne inandıklarımızı gözden geçirmenin tam zamanı.

Bu noktada üzerinde düşünülmesi gereken bir soruyla başbaşa bırakayım sizi isterseniz.. Söz konusu engellenmişlik hissi (öfke duygusu, sebepsiz  kızgınlık), inanç kalıplarımızın çözülmesi olabilir mi?  Bir yalandan uyanmanın hayal kırıklığını yaşıyor olabilir miyiz?

Eğer öyleyse; derinlere yavaş yavaş inme zamanı gelmiş demektir.

Kendimize acıyacak bir dakikamız dahi yok inanın. Şimdi gerçekliğe uyanma zamanı.

Yorum Ekle