Yükleniyor...

Koç Burcunda Dolunay

17 Ekim 2021

 

Haftaya damgasını vuran etkili bir dolunay yaşıyoruz. Dolunay Koç burcunun son derecelerinde gerçekleşecek bu ay. Bu sefer başrolde savaşçı gezegen Mars’ı, Güneş ile birlikte görüyoruz. Sadece Mars’ın bile dolunaya eşlik etmesi sert bir enerjiyi simgelerken, Pluto ve Eris de işin içinde yer alıyor bu hafta. Yani işimiz kolay değil.

Bu kombinasyonu  biraz açalım isterseniz:

Eris savaş tanırısı Mars’ın kızkardeşi olarak bilinir ve onunla birlikte savaşlara katılır. Aralarındaki fark; Ares (Mars) savaşı kazanmak, hayatta kalmak ve zafer ilan etmek için savaşır. Eris ise dişi savaşçı olarak savaş ortamından ve acı çeken insanlardan garip bir şekilde keyif alır. Eris’in bu hali bana her zaman, amacının mücadeleyi kazanmaktan ziyade acıdan beslenmek olduğunu çağrıştırmıştır. Eris’in bu davranış ve tutumu hayatta kalma mücadelesinden çok ötedir. Bu sebeple savaşta yer alma sebebinin asil duygular olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Mitoloji sevenlerin hemen hatırlayacağı Truva savaşının başlangıç hikayesi de Eris’e dayanır.  

Ares ve Eris aynı anda gökyüzünde dolunaya eşlik ettiklerine göre, temayı zaten anlamış olmalısınız. Ortada bir mücadele olduğu kesin.

Açıkçası dolunayı anlayabilmek için Pluto’yu da göz önünde bulundurmamız gerekecek. Uzun lafın kısası bu hafta zorlu  bir güç savaşı olacak. Haber başlıkları bile adım adım bazı şeylerin yaklaştığını işaret ediyor. Oldukça yakışıksız uslupların gündemi meşgul ettiği bir gerçek.

Biraz daha açalım isterseniz bu güç savaşının anlamını:

Koç burcunda Dolunay dediğimiz zaman Koç-Terazi kutupsallığından bahsediyoruz demektir. Koç “ben” derken, Terazi “biz” der. Koç “benim isteğim” derken, Terazi sosyal kurallar ve nezaket talep eder. Koç özgürlük ve serbestlik isterken, Terazi ödün vererek uyumu arar. Koç kararlılığı simgelerken, Terazi ikilemi yaşar. Koç ne kadar öfkeliyse, Terazi o kadar huzurludur.

Sanırım bu dolunay Ares, Eris ve Pluto olmaksızın kendi içinde zaten gerginliği sembolize ediyor. Üzerine bir de mitolojinin ünlü kahramanları da sahnede yerini alınca, hikayedeki olayların ilginç bir şekilde gelişeceğini söyleyebiliriz.

Bu hikayeyi her birimiz kendimiz için yazacağız elbette. Bu kahramanların her biri, bizim bir özelliğimizi sembolize ediyorlar. Mars savaşma ve savunma fonksiyonumuzdur ve hayatta kalmamız için gerekli olan motivasyonu sağlar. En ilkel dürtülerimizi sembolize eder. Güneş ile birlikte Terazi burcunda olduğu için arayışımız elbette ilişkilerimizdeki uyuma yönelik olacak. Dolunay enerjisi ilk bakışta orta yolu bulmak için adım atmak çabası gibi görünse de, durum beklenen gibi gelişmeyebilir. Pluto’nun dolunay ile hizalanması dengeleri bozacaktır ister istemez. Bu sebeple ortama “benim adaletim” vurgusunun daha fazla yayılmasına sebep olabilir.

Diğer yandan dolunayda gerçekleşen oldukça etkili bir Merkür/Kayron hizalanması var. Başka bir deyişle, dolunay  Merkür düz hareketine başlarken meydana geliyor. Yazılarımı takip edenler bilirler, Merkür gerilemelerinin çok verimli dönemler olduğuna inanırım ve her fırsatta bunu vurgulamaktan çekinmem (http://www.didemcan.com/merkur-gerilemesi). Merkür geri hareketine Eris ve Jupiter ile etkileşim halindeyken başlamıştı. Yani düşüncelerimiz öncelikle en yıkıcı yanımıza-- kıskançlık, öfke, intikam-- yönelerek bizi bizimle yüzleştirmeyi hedefliyordu. İster istemez bu konuların deneyimlenmesiyle alınan dersler, farklı bir bakış açısı geliştirmemize vesile olur. Merkür’ün son 21 günlük gerileme sürecinin kısa hikayesi buydu. Şimdi de Kayron’u tetikleyerek tüm eski yaraları yüzeye çıkarıyor. İşte dolunayın damgasını vurduğu güç savaşı, öncelikle kendimizle vereceğimiz savaş olacak bana göre.

Kayron sadece yaralı şifacı değil aynı zamanda mentordur. Tüm tanrıların çocuklarına öğretmenlik yapan bir bilgedir. Mitolojiye göre dövüş ustası, sanatçı, şifacı, edebiyat ustasıdır.  Merkür gerilerken Eris’i, ilerlerken de Kayron’u tetikleyerek, aslında dönüştürmemiz (şifalanmamız) gereken konuların yıkıcı tutum ve davranışlarımızla ilgili olduğunu söylemeye çalışıyor.

Yıkıcılık olgusunun dozu her insan için farklıdır. Kimisi için birini incitecek söz söylemek yıkıcılıkken, bir diğeri için kaba kuvvete başvurmak olabilir. Siz kendinize göre bir anlam çıkarın bundan. Sonuçta her insan kendi bilir içinde ne yaşadığını.

Kendimce bu dolunaydan benim öğreneceğim ders; içimdeki savaşın arabulucusu olabilmek.

İyi bir hafta dilerim hepinize

Yorum Ekle